FRANSA
![](https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjIH4W376KozU8bsB192HbK8KtWjcZvBLK8ZEurj_AFA0Z7DJPdkX_-TpdpupnMJNaUR4RqiKyQBKXWUiFaRMMergymeVhEchqU6fs5bRtC9HKyNmAFMT9nQtmjGDzyJgJ8SJxvfQhKsPg/s1600/dunya_uzerinde_fransa_nerede.png)
.
Fransa’nın bayrağı
yukarıda olduğu gibi 3 renkten oluşmaktadır.Bu renkler sütun olarak şeklinde inmektedir.ilk baş mavi
ortadai beyaz ve üçüncü rengimiz ise kırmızıdır.Fransa’nın aramasıda üst
kısımda Fransa bayragının yanında yer almaktadır.
FRANSA TARİHİ
M.Ö. birinci yüzyıla kadar Fransa hakkında
pek az bilgi vardır. O zamanlar bu ülkeye Gallia ismi verilirdi. Galliada,
Galluslar, Keltler ve şimdiki Gaskonyanın Boskları yaşarlardı. Gallia kabile
başkanları tarafından idare edilirken M.Ö. 51-58 yılları arasında
Caesar tarafından fethedilmiş ve 500 yıl
Roma idaresinde kalmıştır. Romanın tesiriyle yeni bir Gallia-Roma medeniyeti
doğmuş,
Hıristiyanlık da hızla yayılmıştır.
Beşinci yüzyıl başlarında Germen boyları Romayı istilaya başlayınca Galliaya da
gelmişlerdir. Galliaya ilk gelen Germen boyları Vizigotlar, Franklar ve
Burgundlardır. Roma İmparatorluğunun ortadan kalkma tarihi olan 476dan on sene
sonra, yani 486'da Clovis idaresindeki Franklar, Gallianın son Roma varisi
Syagrrusun kuvvetlerini Sorssunsda bozguna uğratmışlar ve Clovis, Frankların
kralı olmuştur. Clovis, daha sonra Güney Galliayı Vizigotlardan almış ve 496
yılında Almanyaya hakim olarak Merovenj sülalesini kurmuştur. Ölümünden önce
topraklarını oğulları arasında paylaştırdığı için, ölümünden sonra bir daha
birlik sağlanamamış, yıllarca kardeş kavgaları devam etmiştir.
Merovenj krallarının zalimane ve sefih bir
hayat sürerek birbirleriyle sürdürdükleri mücadele, Gallia ülkesini fakir,
harap bir hale getirmiştir. Merovenj kralları adına ülkeyi idareye başlayan
Caroling sülalesinden Karl Martel, Franklarda tekrar bütünlüğü sağlamış, hatta
İspanyada devlet kurmuş olan Emevilerin bir ordusuyla 732 yılında
Poitiers-touıs arasında yaptığı savaşı kazanmıştır. Oğlu olan Bodur Péppin, son
Merovenj kralını tahtından indirerek kendini 751'de kral ilan etti. Papa
tarafından da kral olarak takdis edildi. Oğlu Büyük Karl zamanında ülke toprak
olarak genişledi. Oğlu olan Birinci Ludvige gelişmiş, büyümüş bir Fransa ile
Almanya bırakmıştır. Birinci Ludvigin ölümü ile ülke üçe bölündü. 843 yılında
üç kardeş Verdun Antlaşması ile ülkeyi taksim ettiler. Ülke kendini meydana
getiren üç millete (Fransız, İtalyan ve Alman) birer papa düşecek şekilde
bölündü. Bugünkü Fransa, Dazlak İkinci Charles (Kel Şarl)'ın payına düşen
kısımdadır. Ülkeye Francie (Fransa) ismi bu zamanda verildi.
Bundan beş asır sonra 1337de İngiltere
Kralı Üçüncü Edwardın Fransa tahtında hak iddiası ile ülkenin bir kısmını işgal
etmesi bu iki ülke arasında "100 Yıl Savaşları" adı verilen uzun
süreli bir harbin meydana gelmesine sebep oldu. Bu savaşlar 1420 senesinde
Fransanın kendi topraklarını kurtarması, İngilterenin ise iddia ettiği hakkını
alamaması ile nihayet buldu. Bu zamandan sonra 1422de başa geçen yedinci
Charles, ülkeyi kuvvetlendirmek için çalışmalarda bulundu. Daha sonraları 1498
senesinden 1547 senesine kadar ülkeye hükmeden On İkinci Louis ve Birinci
François zamanında ülke, Almanya ve İtalya ile her seferinde aleyhinde
neticelenen uzun süreli savaşlara girdi.
On altıncı asırda, her geçen gün bozulan
Hıristiyanlık dininin daha değişik ve bozuk mezhebi olan Protestanlık, Fransada
yayılmaya başladı. Yeniçağda ortaçağ zihniyetinin hakim olduğu asiller ve
avamlar şeklinde insanların hürriyet ve haklarının son derece sınırlı olduğu
bir sosyal yapıya sahip olan Fransada kilise ve kral, 1572de ülkede büyük bir
Protestan katliamına girişti. 1600lü yıllardan itibaren ülkede sömürgecilik
zihniyeti yoğunlaştı. Dünyanın çeşitli yerlerinde ülkeleri kendi refah ve
rahatları için insanlık dışı muamelelerle sömürmeye başladılar. On yedinci
yüzyılın sonlarında diğer Avrupa devletlerinden İspanya, Hollanda ve İngiltere
ile uzun süreli savaşlara giren Fransada daha sonra 1774'te, Kral Onaltıncı
Louis zamanında, sonu tarihte çok meşhur olan, yakınçağın başlangıcı kabul
edilen 1789daki ihtilalle neticelenen iç karışıklıklar yoğunlaştı. 14 Temmuz
1789'da Paris halkı, kral ve asillere karşı ayaklandı. Siyasi mahkumların
bulunduğu Bastılle Hapishanesini basan isyancılar, buradaki mahkumları serbest
bıraktılar. Kral devrilerek bir ay sonra meclis "Vatandaş ve İnsan Hakları
Beyannamesi"ni yayınladı.
Bu hadisenin devamı olarak 1797 senesinin
Eylül ayında ülkede Cumhuriyet ilan edildi. Fransada bu yeni siyasi değişiklik,
komşu devletleri telaşa düşürdü. Bunlardan İngiltere başta olmak üzere toplam
beş ülke ile savaşmak zorunda kaldı. Ülkedeki yeni yönetime geçilmesi üzerinden
fazla bir zaman geçmeden 1799da başa geçen General Napolyon Bonapart, ülke
idaresinde tek söz sahibi olan kişi durumuna geldi. Bunun neticesi olarak da
1804te kendisini Fransa İmparatoru ilan etti.
Napolyon Bonapart, kuvvetli bir ordu
teşkil ederek dünya hakimiyetini ele geçirmek için İngilizlere ve Avrupanın
çeşitli yerlerine aralıksız seferler düzenledi. Osmanlılara karşı Mısırda Akka
Kalesinde yapılan savaşta büyük bir hezimete uğrayan Bonapart, kendisini tekrar
toparladıktan sonra 1812de 500.000 kişilik düzenli bir ordusu ile bu sefer de
Rusya üzerine yürüdü. Fransadan Moskovaya kadar ilerleyen Napolyon, kazandığı
zaferlerini Moskovanın soğuğuna kaptırdı. Fransızların alışamadığı soğuk havada
Rusların küçük saldırılarından çok perişan oldu. Moskovayı işgal eden zamanının
en büyük ordusu, perişan bir vaziyette geri çekilmeye başladı. Fransaya ordunun
ancak % 15i dönebildi.
1812 yılı sonlarında Parise dönen
Napolyonun elinde İmparatorluğunu ayakta tutacak düzenli bir ordusu kalmamıştı.
Hemen yeni bir ordu kurulması hazırlıklarına başladı. Napolyonu toparlanmadan
bastırmayı planlayan Avrupa devletleri, bir ittifak kurdular. Rusya, Prusya,
İngiltere, İsveç ve Alman devletleri bu ittifaka katıldılar. Bu durum üzerine
Napolyon hazırladığı ordusu ile Almanyaya girdi. Rus ve Prusya ordularını arka
arkaya iki defa yendikten sonra Saksonyayı işgal etti. Elinde yeteri kadar
kuvvet bulunmadığından ateşkes antlaşması yaptı. 1813 yılında ateşkes bozularak
savaş yeniden başladı. İttifak devletlerinin orduları 19 Ekim 1813 tarihinde
yapılan Leibzig Savaşında Napolyonu yendiler.Bu mağlubiyet üzerine Napolyon
çekilmeye başladı; ittifak devletleri ilerlemeye devam ettiler. 30 Mart 1814te
Parise girdiler. Bu gelişmeler karşısında Fransız halkı Napolyonun aleyhine
döndü. Fransız Senatosu Napolyonu imparatorluktan istifaya çağırdı. Bunun
üzerine Napolyon tahttan çekildi. 20 Nisan 1814te Elbe Adasına sürüldü. Bundan
sonra krallık tekrar kurularak, tahta Onsekizinci Louis getirildi. Bir ara
Napolyon tekrar idareyi ele aldı. 1815teki Waterloo Savaşını kaybetmesiyle 100
günlük saltanatı tekrar sona erdi.
Amerikaya gitmek isterken, İngilizlere
teslim oldu. Tahta tekrar Onsekizinci Louis geçti (1814-1824). Krallık idaresi
1848 yılına kadar devam etti.
1848'den 1852'ye kadar süren bir
Cumhuriyet idaresi tesis edildi. Almanyaya karşı 1870'te Fransanın açtığı
savaş, hezimet ve ağır şartlar ihtiva eden bir antlaşma ile son buldu. Savaş
sonunda 1871'de Cumhuriyet üçüncü defa ilan edildi. Yeni rejim Asya ve Afrikadaki
sömürgelerine daha insafsızca muamele etmek suretiyle savaş tazminatı
borçlarını çok kısa bir sürede ödedi.
Birinci Dünya Savaşına İngiltere ve
Rusyanın müttefiki olarak girdi. Bağlı bulunduğu ittifakın savaştan galip
çıkmasına rağmen Fransa kendi bünyesinde çok büyük zarar gördü. İkinci Dünya
Savaşında da İngiltere, Rusya ve Amerika safında yer alan Fransa, harbin
başında Almanya tarafından işgal edilmiş fakat harbi müttefikler kazanınca
işgalden kurtulmuştur. 1946 yılında, dördüncü defa cumhuriyet ilanından sonra
savaş masraflarıyla çok bozulan mali durum, Amerikan yardımlarıyle
düzeltilebilmiştir.
Fransa içte ve dışta güçlenmeye çalışırken
denizaşırı sömürgelerini yavaş yavaş kaybetmeye başladı. Önce Suriye ve Lübnan,
sonra Çin hindi, Tunus ve Fas bağımsızlıklarını kazandılar. Bu sömürgelerinin
elden gitmesinin hemen akabinde, Cezayir de bağımsızlık için ayaklanınca, bu
ülkede uzun zamandır yaşayan Fransızların çokluğu bütün Fransayı harekete
getirmiş, 1958 yılında ordu bir darbe yaparak on iki yıldır iktidardan uzak
kalan General de Gaulleü geniş yetkilerle göreve çağırmıştır. De Gaulleün halk
oyuna sunduğu anayasa ile beşinci cumhuriyet kurulmuştur. De Gaulle, Fransa
tarihinde en fazla başkanlıkta kalan kimse olarak 11 yıl ülkeyi idare etmiş, içte
ve dışta Fransayı parlak bir duruma getirmiş, fakat Cezayirin bağımsızlık
kazanmasına engel olamamıştır. 1968 yılı Mayısında başlayan öğrenci-işçi
hareketleri aynı yıl bastırdı, fakat De Gaulle 1969 Nisanındaki halk
oylamasında görevinden ayrılmak mecburiyetinde kaldı.
1969 Haziranında yapılan seçimler sonunda
Cumhurbaşkanlığına Pompidou geldi. Pompidou da bir müddet De Gaulle'ün
politikasını devam ettirdi. 1972 yılında Pompidou, De Gaulle'ün politikasını
değiştirerek İngilterede Ortak Pazara (AET) girme müzakerelerine başladı ve
1973 başında Fransa AET'nin bir üyesi oldu. 1974 Nisanında Pompidounun ölümü
üzerine Bağımsız Cumhuriyetçi Partiden Giscard dEstaing, Sosyalist François
Mitterandı yenerek başa geçti. 10 Mayıs 1981'de yapılan
seçimlerde, Sosyalist Mitterand Cumhurbaşkanı oldu. Mitterand 5 önemli endüstri
dalını ve önemli özel bankaları devletleştirdi. 1988 seçimlerini tekrar
Mitterand kazandı.
YÖNETİM
Fransa
Cumhuriyeti, yarı başkanlık sistemiyle yönetilen, köklü bir demokrasigeçmişine
sahip üniter bir devlettir. Beşinci Fransa Cumhuriyeti olan günümüz Fransasının
anayasası 28 Eylül 1958 yılında yürütülen bir halkoylaması sonucu
onaylanmıştır. Bu anayasa parlamentoya oranla devletbaşkanının yetkilerini
arttıran yasalar içerir. Fransa'da devlet yönetiminin iki kanadı vardır: Fransa
Cumhurbaşkanı ve Hükûmet. Ülkenin cumhurbaşkanı ülke çapında 18 yaşını
doldurmuş ve oy kullanma hakkı olan tüm seçmenler tarafından beş yıllık dönem
için (eskiden yedi yıl) seçilir. Hükûmet ise cumhurbaşkanı tarafından atanan
bir başbakan tarafından yönetilir.
Fransız
Parlamentosu iki meclisli bir yasama organıdır: Fransa Ulusal Meclisi
(Assemblée Nationale) ve Senato (Sénat). Ulusal meclisteki milletvekilleri
geldikleri yerel seçim bölgesini temsil ederler ulusal seçimlerde 5 yıllık süre
için seçilirler. Seçilen 577 milletvekili Bourbon Sarayı'nda toplanır. Ulusal
meclisin bakanlar kurulunu düşürme yetkisi vardır bu nedenle partilerarası
koltuk dağılımı hükûmetin kararına doğrudan etki eder. 331 senatör ise tüm
Fransa çapında halk tarafından seçilmiş olan belediye meclisi üyelerinden, il
(département) yerel meclis üyelerinden, Bölge (Région) yerel meclis üyelerinden
oluşan seçmenler tarafından dokuz yıllık bir süre için seçilir. Senato
seçimleri her 3 yılda bir yapılır ve her seçimde senatonun üçte biri yenilenir.
2010'dan itibaren senatörler 6 yıllık bir süre için seçilecektir ve yine her üç
yılda bir yapılan seçimlerde yarısı yenilenecektir. Senato Lüksemburg
Sarayı'nda (Palais du Luxembourg) toplanır. Senato'nun yasama gücü sınırlıdır:
Senato ile ulusal meclis arasında anlaşmazlık olması durumunda son söz ulusal
meclis'e aittir. Meclisin gündemini belirlemede hükûmetin büyük etkisi vardır.
Ulusal meclis ve senato birlikte, Versailles şatosunda toplanıp Fransa
Parlamentosunu oluştururlar. Yalnızca anayasa değişikliğiyle ilgili olarak ve
uluslararası bazı anlaşmaları onaylamak amacıyla toplanırlar.
Fransa
politikaları iki ana politik görüş çevresinde şekillenir: sol görüşlü
politikacılar Fransa Sosyalist Partisi etrafında, sağ görüşlü politikacılar
Halk Hareketi Birliği partisi etrafında örgütlenmişlrdir. Meclisin yürütme
kanadında Halk Hareketi'ne mensup vekiller çoğunluktadır.
YÖNETİMSEL
BİRİMLER
Ülkenin
tam resmi adı "Fransa Cumhuriyeti"dir. Ülke adı, Fransızca'da
"Republique Française" şeklinde geçmektedir. Ülkedeki yönetim biçimi,
"Parlamenter Başkanlık Tipi Cumhuriyet"tir. Ülkenin başkenti
Paris'tir. Ülkede şu an yürürlükte olan anayasa 28 Eylül 1958 anayasasıdır.
Ülkede 22 farklı idari bölge bulunmaktadır. Bu bölgeler de kendi içlerinde
illere ayrılmaktadır. Aşağıda ülkedeki idari bölgeler yer almaktadır:
Alsace
Aquitaine
Auvergne
Basse-Normandie
Bourgogne
Bretagne
Centre
Champagne-Ardenne
Corse
Franche-Comte
Haute-Normandie
Ile-de-France
Languedoc-Roussillon
Limousin
Lorraine
Midi-Pyrenees
Nord-Pas-de-Calais
Pays-de-la-Loire
Picardie
Poitou-Charentes
Provence-Alpes-Cote
d'Azur
Rhone-Alpes
COĞRAFİ ÖZELLİKLERİ
Avrupa’nın
kuzeybatı kesiminde yer alır.Doğusunda: İtalya, İsviçre, Almanya Batısında,
Atlas Okyanusu Kuzeyinde: Manş Denizi Güneyinde: Akdeniz Kuzeydoğusunda:
Lüksemburg, Belçika Güneybatısında: İspanya, Andorra yer alır.
YER ŞEKİLLERİ
Fransa’nın
Yer şekilleri çeşitlilik gösterir. Kuzeyinde ve batısında düzlükler geniş yer
kaplar. Doğusunda: Alpler, Juralar ve Vojlar yer alır. Güneyinde: Pireneler yer
alır.
Alp
Dağları üzerinde yer alan Mont Blanc (4807 m) Avrupa’nın en yüksek yeridir. Güneyde
yer alan MassifCentraller ile kuzeydoğudaki Vojlar ve Ardenler eski kara
kütleleridir.
·
Su
kaynakları bakımından zengindir.Nehirlerin büyük bir bölümünde su taşımacılığı
yapılmaktadır.
Atlas
Okyanusu’na Dökülenler: Ren, Loire, Sen, Garonne. Gelgit genliği fazla
olduğundan akarsuların ağızlarında Haliçler oluşmuştur.
Akdeniz’e
Dökülenler: Rhone. Gelgit genliği az olduğu için delta oluşmuştur.
İKLİM VE BİTKİ ÖRTÜSÜ
Atlas
Okyanusu ve Manş Denizi Kıyılarında: Ilıman Okyanusal iklim ve ormanlar görülür.
Akdeniz
Kıyısında: Akdeniz iklimi ve maki
İç
Kesimlerde ve Doğadaki Dağlık Alanlarda: Karasal iklim ve bozkır görülür.
Ormanlar
ülke yüzölçümünün %30’unu kaplar.
Not:
Türkiye’ye iklim bakımından en çok benzeyen Avrupa ülkesidir.
Orman,
Maki Ve Bozkır
NÜFUS VE YERLEŞME
Avrupa’nın
yoğun nüfuslu ülkelerinden biridir.Nüfusu 66.616.000 geçmiştir.Nüfusun
%79’u kentlerde, %21’i kırlarda yaşar.Nüfus artış hızı ‰5’tir.Ortalama yaşam
süresi uzundur. Nüfusun Yoğun Olduğu Şehirler:
Paris,
Marsilya, Nice, Lyon, Lille, Nantes.
TARIM VE HAYVANCILIK
Avrupa’da
tarım alanları en geniş olan ülkelerden biridir.Topraklarının yarısına yakını
tarıma elverişlidir.Tarımda çalışan nüfus az olmasına rağmen modern yöntemlerle
tarımdan yüksek verim elde edilir.Bağcılık ve şarap üretiminde dünyanın en
önemli ülkelerinden biridir. Yetiştirilen Tarım Ürünleri Buğday, Patates,Meyve,
Arpa,Zeytin,Sebze,Şekerpancarıdır.
Modern
ahır hayvancılığının geliştiği ülkede et ve süt üretiminde önemli ülkeler
arasında yer alır.
SANAYİ
Yer
altı kaynakları bakımından fakirdir. Kömür, demir, boksit, uranyum başlıca yer
altı kaynaklarıdır.Petrol ihtal etmektedir.
FRANSA’DA SANAYİLEŞME SÜRECİ
İngiltere’nin
1824’ten sonra (aşırı derecede artan makine üretimi) makine ihracatını serbest
bırakması sonucunda Fransa ve diğer ülkeler sanayileşme sürecine girmişlerdir.1840’larda
sanayi üretimi en çok on işçinin çalıştığı küçük işletmeler şeklinde
gerçekleştiriliyordu. Başlangıçta daha çok devlet yatırımı ile yürütülürken
1830-1848 yılları arasında özel sektörün yatırımlarıyla sanayileşme daha da
önem kazanmış ve bu süreçte kömür ve demir üretimi büyük ölçüde artmıştır.1900’lü
yıllarda artarak devam eden sanayileşme süreci, demir yolu yapımı demir-çelik
kömür üretimiyle artış göstermiştir. II. Dünya Savaşı’ndan sonra askeri alandan
sivil alana yönelen sanayi alanı böylece hızla gelişmeye başlamıştır. Karayolu
ve otomotiv sanayi önem kazanmıştır. Özellikle otomobil üretiminde dünyanın en
çok otomobil üreten ülkeleri arasında yer almıştır. 1983’te özelleştirme
politikası benimsenmiştir. (Hayvancılık,
savunma, otomotiv, enerji ve telekominikasyon gibi sektörler hariç) Fransa dünyanın
önde gelen sanayi ülkelerinden biridir. (ABD, Japonya ve Almanya’dan sonra 4. sırada
yer alır.)
Faransa’da
Gelişen Sanayi Kolları :Makine, Tekstil, Metalurji, Kozmetik, Kağıt, Otomotiv,
Elektronik, Gemi, Uçak.
İhraç
Ettiği Ürünler :Ulaşım araçları, Tarımsal ve hayvansal ürünler, Giyim
İthal
Ettiği Ürünler: Petrol, Çeşitli ham madde.
En
Fazla Ticaret Yaptığı Ülkeler:Almanya, ABD, İngiltere, Avustralya.
TURİZM VE ULAŞIM
Turizm
Fransa’nın en önemli kaynaklarından biridir. Eyfel Kulesin Dünya’da en çok
turistin ziyaret ettiği ülkedir (Turizm geliri açısından ABD’den sonra 2.
gelir).
Fransa’da
Caen Flim festivalinin olmasıda ülke turizmini canlandıran başka bir unsurdur.
Turizm gelirleri bakımından üçüncü sıradadır. Turizm Akdeniz kıyıları ile
Paris’te yoğunlaşmıştır. Yer
şekillerinin elverişliliği nedeniyle gelişmiş ve modern bir ulaşım sistemi
vardır. Karayolu uzunluğu açısından Avrupa’da birincidir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder