3 Mayıs 2015 Pazar

FRANSA

FRANSA

Ana toprakları Batı Avrupa’da bulunan ve dünyanın birçok bölgesinde denizaşırı toprakları olan bir ülkedir. Fransa’nın Başkenti Paris’tir. Fransa’nın güneyde Akdeniz'den kuzeyde Manş Denizi ve Kuzey Denizi'ne, doğuda Ren Nehri'nden batıda Atlas Okyanusu'na kadar yayılan topraklarda yer alır. Fransızlar, ülkelerini topraklarının biçiminden ötürü Altıgen olarak adlandırırlar. Nüfusu 2014 yılı nüfus sayımına göre 66.616.416 milyon kişidir. Resmi dili Fransızcadır. Fransa toprakları 640.679 KM2dir. Ülkenin başkenti Paris’in koordinatları 48°52′K 2°19.59′D ‘dir
.


Fransa’nın bayrağı yukarıda olduğu gibi 3 renkten oluşmaktadır.Bu renkler  sütun olarak şeklinde inmektedir.ilk baş mavi ortadai beyaz ve üçüncü rengimiz ise kırmızıdır.Fransa’nın aramasıda üst kısımda Fransa bayragının yanında yer almaktadır.

FRANSA TARİHİ

M.Ö. birinci yüzyıla kadar Fransa hakkında pek az bilgi vardır. O zamanlar bu ülkeye Gallia ismi verilirdi. Galliada, Galluslar, Keltler ve şimdiki Gaskonyanın Boskları yaşarlardı. Gallia kabile başkanları tarafından idare edilirken M.Ö. 51-58 yılları arasında
Caesar tarafından fethedilmiş ve 500 yıl Roma idaresinde kalmıştır. Romanın tesiriyle yeni bir Gallia-Roma medeniyeti doğmuş,
Hıristiyanlık da hızla yayılmıştır. Beşinci yüzyıl başlarında Germen boyları Romayı istilaya başlayınca Galliaya da gelmişlerdir. Galliaya ilk gelen Germen boyları Vizigotlar, Franklar ve Burgundlardır. Roma İmparatorluğunun ortadan kalkma tarihi olan 476dan on sene sonra, yani 486'da Clovis idaresindeki Franklar, Gallianın son Roma varisi Syagrrusun kuvvetlerini Sorssunsda bozguna uğratmışlar ve Clovis, Frankların kralı olmuştur. Clovis, daha sonra Güney Galliayı Vizigotlardan almış ve 496 yılında Almanyaya hakim olarak Merovenj sülalesini kurmuştur. Ölümünden önce topraklarını oğulları arasında paylaştırdığı için, ölümünden sonra bir daha birlik sağlanamamış, yıllarca kardeş kavgaları devam etmiştir.

Merovenj krallarının zalimane ve sefih bir hayat sürerek birbirleriyle sürdürdükleri mücadele, Gallia ülkesini fakir, harap bir hale getirmiştir. Merovenj kralları adına ülkeyi idareye başlayan Caroling sülalesinden Karl Martel, Franklarda tekrar bütünlüğü sağlamış, hatta İspanyada devlet kurmuş olan Emevilerin bir ordusuyla 732 yılında Poitiers-touıs arasında yaptığı savaşı kazanmıştır. Oğlu olan Bodur Péppin, son Merovenj kralını tahtından indirerek kendini 751'de kral ilan etti. Papa tarafından da kral olarak takdis edildi. Oğlu Büyük Karl zamanında ülke toprak olarak genişledi. Oğlu olan Birinci Ludvige gelişmiş, büyümüş bir Fransa ile Almanya bırakmıştır. Birinci Ludvigin ölümü ile ülke üçe bölündü. 843 yılında üç kardeş Verdun Antlaşması ile ülkeyi taksim ettiler. Ülke kendini meydana getiren üç millete (Fransız, İtalyan ve Alman) birer papa düşecek şekilde bölündü. Bugünkü Fransa, Dazlak İkinci Charles (Kel Şarl)'ın payına düşen kısımdadır. Ülkeye Francie (Fransa) ismi bu zamanda verildi.


Bundan beş asır sonra 1337de İngiltere Kralı Üçüncü Edwardın Fransa tahtında hak iddiası ile ülkenin bir kısmını işgal etmesi bu iki ülke arasında "100 Yıl Savaşları" adı verilen uzun süreli bir harbin meydana gelmesine sebep oldu. Bu savaşlar 1420 senesinde Fransanın kendi topraklarını kurtarması, İngilterenin ise iddia ettiği hakkını alamaması ile nihayet buldu. Bu zamandan sonra 1422de başa geçen yedinci Charles, ülkeyi kuvvetlendirmek için çalışmalarda bulundu. Daha sonraları 1498 senesinden 1547 senesine kadar ülkeye hükmeden On İkinci Louis ve Birinci François zamanında ülke, Almanya ve İtalya ile her seferinde aleyhinde neticelenen uzun süreli savaşlara girdi.

On altıncı asırda, her geçen gün bozulan Hıristiyanlık dininin daha değişik ve bozuk mezhebi olan Protestanlık, Fransada yayılmaya başladı. Yeniçağda ortaçağ zihniyetinin hakim olduğu asiller ve avamlar şeklinde insanların hürriyet ve haklarının son derece sınırlı olduğu bir sosyal yapıya sahip olan Fransada kilise ve kral, 1572de ülkede büyük bir Protestan katliamına girişti. 1600lü yıllardan itibaren ülkede sömürgecilik zihniyeti yoğunlaştı. Dünyanın çeşitli yerlerinde ülkeleri kendi refah ve rahatları için insanlık dışı muamelelerle sömürmeye başladılar. On yedinci yüzyılın sonlarında diğer Avrupa devletlerinden İspanya, Hollanda ve İngiltere ile uzun süreli savaşlara giren Fransada daha sonra 1774'te, Kral Onaltıncı Louis zamanında, sonu tarihte çok meşhur olan, yakınçağın başlangıcı kabul edilen 1789daki ihtilalle neticelenen iç karışıklıklar yoğunlaştı. 14 Temmuz 1789'da Paris halkı, kral ve asillere karşı ayaklandı. Siyasi mahkumların bulunduğu Bastılle Hapishanesini basan isyancılar, buradaki mahkumları serbest bıraktılar. Kral devrilerek bir ay sonra meclis "Vatandaş ve İnsan Hakları Beyannamesi"ni yayınladı.




















Bu hadisenin devamı olarak 1797 senesinin Eylül ayında ülkede Cumhuriyet ilan edildi. Fransada bu yeni siyasi değişiklik, komşu devletleri telaşa düşürdü. Bunlardan İngiltere başta olmak üzere toplam beş ülke ile savaşmak zorunda kaldı. Ülkedeki yeni yönetime geçilmesi üzerinden fazla bir zaman geçmeden 1799da başa geçen General Napolyon Bonapart, ülke idaresinde tek söz sahibi olan kişi durumuna geldi. Bunun neticesi olarak da 1804te kendisini Fransa İmparatoru ilan etti.

Napolyon Bonapart, kuvvetli bir ordu teşkil ederek dünya hakimiyetini ele geçirmek için İngilizlere ve Avrupanın çeşitli yerlerine aralıksız seferler düzenledi. Osmanlılara karşı Mısırda Akka Kalesinde yapılan savaşta büyük bir hezimete uğrayan Bonapart, kendisini tekrar toparladıktan sonra 1812de 500.000 kişilik düzenli bir ordusu ile bu sefer de Rusya üzerine yürüdü. Fransadan Moskovaya kadar ilerleyen Napolyon, kazandığı zaferlerini Moskovanın soğuğuna kaptırdı. Fransızların alışamadığı soğuk havada Rusların küçük saldırılarından çok perişan oldu. Moskovayı işgal eden zamanının en büyük ordusu, perişan bir vaziyette geri çekilmeye başladı. Fransaya ordunun ancak % 15i dönebildi.

1812 yılı sonlarında Parise dönen Napolyonun elinde İmparatorluğunu ayakta tutacak düzenli bir ordusu kalmamıştı. Hemen yeni bir ordu kurulması hazırlıklarına başladı. Napolyonu toparlanmadan bastırmayı planlayan Avrupa devletleri, bir ittifak kurdular. Rusya, Prusya, İngiltere, İsveç ve Alman devletleri bu ittifaka katıldılar. Bu durum üzerine Napolyon hazırladığı ordusu ile Almanyaya girdi. Rus ve Prusya ordularını arka arkaya iki defa yendikten sonra Saksonyayı işgal etti. Elinde yeteri kadar kuvvet bulunmadığından ateşkes antlaşması yaptı. 1813 yılında ateşkes bozularak savaş yeniden başladı. İttifak devletlerinin orduları 19 Ekim 1813 tarihinde yapılan Leibzig Savaşında Napolyonu yendiler.Bu mağlubiyet üzerine Napolyon çekilmeye başladı; ittifak devletleri ilerlemeye devam ettiler. 30 Mart 1814te Parise girdiler. Bu gelişmeler karşısında Fransız halkı Napolyonun aleyhine döndü. Fransız Senatosu Napolyonu imparatorluktan istifaya çağırdı. Bunun üzerine Napolyon tahttan çekildi. 20 Nisan 1814te Elbe Adasına sürüldü. Bundan sonra krallık tekrar kurularak, tahta Onsekizinci Louis getirildi. Bir ara Napolyon tekrar idareyi ele aldı. 1815teki Waterloo Savaşını kaybetmesiyle 100 günlük saltanatı tekrar sona erdi.

Amerikaya gitmek isterken, İngilizlere teslim oldu. Tahta tekrar Onsekizinci Louis geçti (1814-1824). Krallık idaresi 1848 yılına kadar devam etti.

1848'den 1852'ye kadar süren bir Cumhuriyet idaresi tesis edildi. Almanyaya karşı 1870'te Fransanın açtığı savaş, hezimet ve ağır şartlar ihtiva eden bir antlaşma ile son buldu. Savaş sonunda 1871'de Cumhuriyet üçüncü defa ilan edildi. Yeni rejim Asya ve Afrikadaki sömürgelerine daha insafsızca muamele etmek suretiyle savaş tazminatı borçlarını çok kısa bir sürede ödedi.
Birinci Dünya Savaşına İngiltere ve Rusyanın müttefiki olarak girdi. Bağlı bulunduğu ittifakın savaştan galip çıkmasına rağmen Fransa kendi bünyesinde çok büyük zarar gördü. İkinci Dünya Savaşında da İngiltere, Rusya ve Amerika safında yer alan Fransa, harbin başında Almanya tarafından işgal edilmiş fakat harbi müttefikler kazanınca işgalden kurtulmuştur. 1946 yılında, dördüncü defa cumhuriyet ilanından sonra savaş masraflarıyla çok bozulan mali durum, Amerikan yardımlarıyle düzeltilebilmiştir.


Fransa içte ve dışta güçlenmeye çalışırken denizaşırı sömürgelerini yavaş yavaş kaybetmeye başladı. Önce Suriye ve Lübnan, sonra Çin hindi, Tunus ve Fas bağımsızlıklarını kazandılar. Bu sömürgelerinin elden gitmesinin hemen akabinde, Cezayir de bağımsızlık için ayaklanınca, bu ülkede uzun zamandır yaşayan Fransızların çokluğu bütün Fransayı harekete getirmiş, 1958 yılında ordu bir darbe yaparak on iki yıldır iktidardan uzak kalan General de Gaulleü geniş yetkilerle göreve çağırmıştır. De Gaulleün halk oyuna sunduğu anayasa ile beşinci cumhuriyet kurulmuştur. De Gaulle, Fransa tarihinde en fazla başkanlıkta kalan kimse olarak 11 yıl ülkeyi idare etmiş, içte ve dışta Fransayı parlak bir duruma getirmiş, fakat Cezayirin bağımsızlık kazanmasına engel olamamıştır. 1968 yılı Mayısında başlayan öğrenci-işçi hareketleri aynı yıl bastırdı, fakat De Gaulle 1969 Nisanındaki halk oylamasında görevinden ayrılmak mecburiyetinde kaldı.

1969 Haziranında yapılan seçimler sonunda Cumhurbaşkanlığına Pompidou geldi. Pompidou da bir müddet De Gaulle'ün politikasını devam ettirdi. 1972 yılında Pompidou, De Gaulle'ün politikasını değiştirerek İngilterede Ortak Pazara (AET) girme müzakerelerine başladı ve 1973 başında Fransa AET'nin bir üyesi oldu. 1974 Nisanında Pompidounun ölümü üzerine Bağımsız Cumhuriyetçi Partiden Giscard dEstaing, Sosyalist François Mitterandı yenerek başa geçti. 10 Mayıs 1981'de yapılan seçimlerde, Sosyalist Mitterand Cumhurbaşkanı oldu. Mitterand 5 önemli endüstri dalını ve önemli özel bankaları devletleştirdi. 1988 seçimlerini tekrar Mitterand kazandı.

YÖNETİM

Fransa Cumhuriyeti, yarı başkanlık sistemiyle yönetilen, köklü bir demokrasigeçmişine sahip üniter bir devlettir. Beşinci Fransa Cumhuriyeti olan günümüz Fransasının anayasası 28 Eylül 1958 yılında yürütülen bir halkoylaması sonucu onaylanmıştır. Bu anayasa parlamentoya oranla devletbaşkanının yetkilerini arttıran yasalar içerir. Fransa'da devlet yönetiminin iki kanadı vardır: Fransa Cumhurbaşkanı ve Hükûmet. Ülkenin cumhurbaşkanı ülke çapında 18 yaşını doldurmuş ve oy kullanma hakkı olan tüm seçmenler tarafından beş yıllık dönem için (eskiden yedi yıl) seçilir. Hükûmet ise cumhurbaşkanı tarafından atanan bir başbakan tarafından yönetilir.


Fransız Parlamentosu iki meclisli bir yasama organıdır: Fransa Ulusal Meclisi (Assemblée Nationale) ve Senato (Sénat). Ulusal meclisteki milletvekilleri geldikleri yerel seçim bölgesini temsil ederler ulusal seçimlerde 5 yıllık süre için seçilirler. Seçilen 577 milletvekili Bourbon Sarayı'nda toplanır. Ulusal meclisin bakanlar kurulunu düşürme yetkisi vardır bu nedenle partilerarası koltuk dağılımı hükûmetin kararına doğrudan etki eder. 331 senatör ise tüm Fransa çapında halk tarafından seçilmiş olan belediye meclisi üyelerinden, il (département) yerel meclis üyelerinden, Bölge (Région) yerel meclis üyelerinden oluşan seçmenler tarafından dokuz yıllık bir süre için seçilir. Senato seçimleri her 3 yılda bir yapılır ve her seçimde senatonun üçte biri yenilenir. 2010'dan itibaren senatörler 6 yıllık bir süre için seçilecektir ve yine her üç yılda bir yapılan seçimlerde yarısı yenilenecektir. Senato Lüksemburg Sarayı'nda (Palais du Luxembourg) toplanır. Senato'nun yasama gücü sınırlıdır: Senato ile ulusal meclis arasında anlaşmazlık olması durumunda son söz ulusal meclis'e aittir. Meclisin gündemini belirlemede hükûmetin büyük etkisi vardır. Ulusal meclis ve senato birlikte, Versailles şatosunda toplanıp Fransa Parlamentosunu oluştururlar. Yalnızca anayasa değişikliğiyle ilgili olarak ve uluslararası bazı anlaşmaları onaylamak amacıyla toplanırlar.
Fransa politikaları iki ana politik görüş çevresinde şekillenir: sol görüşlü politikacılar Fransa Sosyalist Partisi etrafında, sağ görüşlü politikacılar Halk Hareketi Birliği partisi etrafında örgütlenmişlrdir. Meclisin yürütme kanadında Halk Hareketi'ne mensup vekiller çoğunluktadır.

YÖNETİMSEL BİRİMLER

Ülkenin tam resmi adı "Fransa Cumhuriyeti"dir. Ülke adı, Fransızca'da "Republique Française" şeklinde geçmektedir. Ülkedeki yönetim biçimi, "Parlamenter Başkanlık Tipi Cumhuriyet"tir. Ülkenin başkenti Paris'tir. Ülkede şu an yürürlükte olan anayasa 28 Eylül 1958 anayasasıdır. Ülkede 22 farklı idari bölge bulunmaktadır. Bu bölgeler de kendi içlerinde illere ayrılmaktadır. Aşağıda ülkedeki idari bölgeler yer almaktadır:
Alsace
Aquitaine
Auvergne
Basse-Normandie
Bourgogne
Bretagne
Centre
Champagne-Ardenne
Corse
Franche-Comte
Haute-Normandie
Ile-de-France
Languedoc-Roussillon
Limousin
Lorraine
Midi-Pyrenees
Nord-Pas-de-Calais
Pays-de-la-Loire
Picardie
Poitou-Charentes
Provence-Alpes-Cote d'Azur
Rhone-Alpes

 

COĞRAFİ ÖZELLİKLERİ


Avrupa’nın kuzeybatı kesiminde yer alır.Doğusunda: İtalya, İsviçre, Almanya Batısında, Atlas Okyanusu Kuzeyinde: Manş Denizi Güneyinde: Akdeniz Kuzeydoğusunda: Lüksemburg, Belçika Güneybatısında: İspanya, Andorra yer alır.

YER ŞEKİLLERİ


Fransa’nın Yer şekilleri çeşitlilik gösterir. Kuzeyinde ve batısında düzlükler geniş yer kaplar. Doğusunda: Alpler, Juralar ve Vojlar yer alır. Güneyinde: Pireneler yer alır.
Alp Dağları üzerinde yer alan Mont Blanc (4807 m) Avrupa’nın en yüksek yeridir. Güneyde yer alan MassifCentraller ile kuzeydoğudaki Vojlar ve Ardenler eski kara kütleleridir.




·         Su kaynakları bakımından zengindir.Nehirlerin büyük bir bölümünde su taşımacılığı yapılmaktadır.
Atlas Okyanusu’na Dökülenler: Ren, Loire, Sen, Garonne. Gelgit genliği fazla olduğundan akarsuların ağızlarında Haliçler oluşmuştur.
Akdeniz’e Dökülenler: Rhone. Gelgit genliği az olduğu için delta oluşmuştur.

İKLİM VE BİTKİ ÖRTÜSÜ


Atlas Okyanusu ve Manş Denizi Kıyılarında: Ilıman Okyanusal iklim ve ormanlar görülür.
Akdeniz Kıyısında: Akdeniz iklimi ve maki
İç Kesimlerde ve Doğadaki Dağlık Alanlarda: Karasal iklim ve bozkır görülür.
Ormanlar ülke yüzölçümünün %30’unu kaplar.
Not: Türkiye’ye iklim bakımından en çok benzeyen Avrupa ülkesidir.
Orman, Maki Ve Bozkır

 

NÜFUS VE YERLEŞME


Avrupa’nın yoğun nüfuslu ülkelerinden biridir.Nüfusu 66.616.000 geçmiştir.Nüfusun %79’u kentlerde, %21’i kırlarda yaşar.Nüfus artış hızı ‰5’tir.Ortalama yaşam süresi uzundur. Nüfusun Yoğun Olduğu Şehirler:
Paris, Marsilya, Nice, Lyon, Lille, Nantes.

TARIM VE HAYVANCILIK


Avrupa’da tarım alanları en geniş olan ülkelerden biridir.Topraklarının yarısına yakını tarıma elverişlidir.Tarımda çalışan nüfus az olmasına rağmen modern yöntemlerle tarımdan yüksek verim elde edilir.Bağcılık ve şarap üretiminde dünyanın en önemli ülkelerinden biridir. Yetiştirilen Tarım Ürünleri Buğday, Patates,Meyve, Arpa,Zeytin,Sebze,Şekerpancarıdır.
Modern ahır hayvancılığının geliştiği ülkede et ve süt üretiminde önemli ülkeler arasında yer alır.

 

SANAYİ



Yer altı kaynakları bakımından fakirdir. Kömür, demir, boksit, uranyum başlıca yer altı kaynaklarıdır.Petrol ihtal etmektedir.

FRANSA’DA SANAYİLEŞME SÜRECİ

İngiltere’nin 1824’ten sonra (aşırı derecede artan makine üretimi) makine ihracatını serbest bırakması sonucunda Fransa ve diğer ülkeler sanayileşme sürecine girmişlerdir.1840’larda sanayi üretimi en çok on işçinin çalıştığı küçük işletmeler şeklinde gerçekleştiriliyordu. Başlangıçta daha çok devlet yatırımı ile yürütülürken 1830-1848 yılları arasında özel sektörün yatırımlarıyla sanayileşme daha da önem kazanmış ve bu süreçte kömür ve demir üretimi büyük ölçüde artmıştır.1900’lü yıllarda artarak devam eden sanayileşme süreci, demir yolu yapımı demir-çelik kömür üretimiyle artış göstermiştir. II. Dünya Savaşı’ndan sonra askeri alandan sivil alana yönelen sanayi alanı böylece hızla gelişmeye başlamıştır. Karayolu ve otomotiv sanayi önem kazanmıştır. Özellikle otomobil üretiminde dünyanın en çok otomobil üreten ülkeleri arasında yer almıştır. 1983’te özelleştirme politikası benimsenmiştir.  (Hayvancılık, savunma, otomotiv, enerji ve telekominikasyon gibi sektörler hariç) Fransa dünyanın önde gelen sanayi ülkelerinden biridir. (ABD, Japonya ve Almanya’dan sonra 4. sırada yer alır.)
Faransa’da Gelişen Sanayi Kolları :Makine, Tekstil, Metalurji, Kozmetik, Kağıt, Otomotiv, Elektronik, Gemi, Uçak.
İhraç Ettiği Ürünler :Ulaşım araçları, Tarımsal ve hayvansal ürünler, Giyim
İthal Ettiği Ürünler: Petrol, Çeşitli ham madde.
En Fazla Ticaret Yaptığı Ülkeler:Almanya, ABD, İngiltere, Avustralya.

TURİZM VE ULAŞIM


Turizm Fransa’nın en önemli kaynaklarından biridir. Eyfel Kulesin Dünya’da en çok turistin ziyaret ettiği ülkedir (Turizm geliri açısından ABD’den sonra 2. gelir).
Fransa’da Caen Flim festivalinin olmasıda ülke turizmini canlandıran başka bir unsurdur. Turizm gelirleri bakımından üçüncü sıradadır. Turizm Akdeniz kıyıları ile Paris’te yoğunlaşmıştır.  Yer şekillerinin elverişliliği nedeniyle gelişmiş ve modern bir ulaşım sistemi vardır. Karayolu uzunluğu açısından Avrupa’da birincidir.





Hiç yorum yok:

Yorum Gönder